Ankara Büyükşehir Belediye Lideri Mansur Yavaş, “Kandil’in ‘Sayın Kılıçdaroğlu’nu destekliyoruz, geleceğiz cezaevinin kapılarını kıracağız’ demesinin tek sebebi sayın Kılıçdaroğlu’na kaybettirmek. İleride göreceksiniz, Kandil’in ipi kimdedir bilemem lakin, Kandil Cumhur İttifakı’na çalışmıştır. Bu türlü bir şey olmaz” dedi.
Mansur Yavaş, HaberTürk’te katıldığı programda seçimlerle ilgili olarak konuştu.
Yavaş, şunları kaydetti:
“Kandil, Cumhur İttifakı’na çalışmıştır”
“Teröristleri affedecek güç Türkiye’de yok. Kendileri HDP’ye bakanlık verdiler. Ortada fol yok, yumurta yok, bakanlık vereceksiniz diyor. Meral Hanım HDP olursa ben olmam dedi. Muhafazakar insanları korkuttular. Şu anda 6’lı Masa’da toplumsal demokrat, milliyetçi, muhafazakarı var. Birisi yanlış yapsa oburu müdahale edecek durumda. Ulusal güvenlik siyasetleriyle sayın Davutoğlu’nu Başbakan yapmışsınız, sayın Akşener İçişleri Bakanlığı yapmış, sayın Babacan bakanlık yapmış. Güvendiniz ki bu insanlara vazife verdiniz. Bütün televizyonlarda söyledim, bir açıklama yapılırken lehine yapıyorsanız o beşere yararı olması lazım. Bugün Özdağ’ın yaptığı açıklamanın olumlu tarafı var. Ancak Kandil’in ‘Sayın Kılıçdaroğlu’nu destekliyoruz, geleceğiz cezaevinin kapılarını kıracağız’ demenin tek sebebi sayın Kılıçdaroğlu’na kaybettirmek. İleride göreceksiniz, Kandil’in ipi kimdedir bilemem lakin, Kandil Cumhur İttifakı’na çalışmıştır. Bu türlü bir şey olmaz.”
“Açlık, fakirlik, kiralar unutuldu”
ABD ağır formda YPG/PKK’yı silahlandırıyor. Birebir halde Rusya’da yapıyor. Tahminen de konuşması için tehdit ediyor. Bunlar fakat istihbaratçıların verdiği bilgiler. Akla mantığa ziyan. ‘Öcalan’ı çıkaracağız, cezaevinin kapılarını kıracağız’ demek, ne oluyor yani? Öcalan fiilen de çıkarılamaz zati. Sayın Akşener baştan HDP’ye açık tutum koymasına karşın bu kadar devlet imkanları, televizyonlarla vatandaşın başı çeldiler. Açlık, fakirlik, kiralar unutuldu. Mülteci sorunu bile çok az konuşuldu.
“Oraya milletvekillerini esasen hükümet göndermiş”
Bugün ünlü bir siyaset muharrirlerinden birisi de tıpkı şeyi söylemiş. Yakında yeniden İmralı’ya heyetin gönderildiği söylendi. Daha sonra inkar edildi, sonra da teknik heyet dendi. O denli ağır propaganda bombardımanı var ki, Kandil’de birtakım HDP’lilerin fotoğraflarını gösteriyor ‘Bunlar artık Meclis’e gelecek’ diyorlar. Fotoğraftakileri araştırdım. 2014 yılında terörün sona erdirilmesi ve toplumsal bütünleşmenin güçlendirilmesi diye kanun çıkmış. Bu kanuna nazaran oraya milletvekillerini esasen hükümet göndermiş. Sonunda onlar da alışılmış giderken garantiye almak istemiş. Kanundaki vazifeleri yerine getiren bireylerin tüzel, idari, cezai sorumluluğu doğmaz diye müdafaaya almış kendilerini.
Seçim gecesi
Bakanlarımız maalesef bizleri trol üzere suçluyorlar. Ne konuştuğumuz ortada. ‘Bizim elimizdeki sonuç budur’ dedik. ‘İkinci cinse kalma ihtimali yüksek’ demiştik en son yaptığımız konuşmada. Elimize 23.87 oranında sonuç gelmişti. Net bir biçimde öndeydi. Islak imzalardan dataları girilenlerdi bunlar. Çankaya ve Yeni Mahalle üzere yerlerde daima itirazlar nedeniyle bir kısım datalar gelmiyordu. Elimizde 91 bin 913 sandığın sonucu vardı. Küsuratına kadar açıkladık. Bunlarda bir manipülasyon yoktu. Elimizdeki sonuçları açıkladık. Güya biz diğer bir şey konuşuyor. “Son oy sayılıncaya kadar da vazgeçmiyoruz” demiştik. Şöyle bir karışıklık oldu. Bizim açıkladığımız bilgilerle YSK ortasında şöyle fark. Bizim açıkladığımız data YSK’dan çok daha fazlaydı. Bir yandan AA açıklaması derken, Ankara’da 4 bin sandık girilmemişti. Vilayet liderimizi aradık. Bize bildirileceği söylendi. Geçenin sonu o formda gitti. Yalnızca ANKA Ajansı’nın bilgilerine problem oldu. ANKA bizim açıklamamızdan çok daha az sandık bildirdi. Sonuna kadar bekledik. Tekrar bekleyeceğiz. Vatandaş daima olarak manipülasyonlar nedeniyle daima bir kuşku içinde. Bu aslında maalesef bizim ayıbımız.
“Saatlerce data akışı olmadı”
Dünyanı neresinde seçim olursa olsun pek bu türlü sonuç çıkmıyor. Bu Türkiye’de çok oluyor. Evvelki yıllarda AA bilgileri açıklarken, daima olarak rakiplerimiz önde oluyor. Başa baş çıkınca sandıktakiler daha motive çalışıyor. Sandıkların terk edilme imkanı her vakit vardır. 2019 seçimlerinde Ankara’nın bir ilçesinde ıslak imzaları bekliyoruz. Orada birisi seçimi kaybettiğini anlayınca kızıp, ıslak imzaları yakmış. AA bu seçimde görevlendirdiği işçi 2 bin 500. Her birine 2’şer okul verilmiş. 5 bin okulu görebilecekler. Bu da 50 bin sandık yapar. Pekala bundan sonrakilerini nasıl alıyorlar? Daha evvelki seçimlerde yalnızca bana gelen bilgiyi söylüyorum; AK Parti gençlik kollarını çalıştıklarını söylüyorlar. AA bir yerlerden alacak. Önde çıkan sonuçları alıyor, bir kırgınlık hasıl oluyor. Bu tek bir elden nasıl sağlanabilir bilmiyorum lakin bu çağda bunun konuşulması ayıp. 2014 yılında 26 bin küsur öndeyiz. Saatlerce bilgi akışı gelmedi. Söylentiler oldu, sonuna kadar uğraştık. Ben AİHM’e kadar gittim. Biz YSK’ya itirazda bulunduk 12 unsurdan. YSK 9 yahut 10 unsuruna karşılık verdi. 2’sine karşılık verdi. YSK bizim talebimizi red münasebetlerini detaylı biçimde yazması gerekiyor. AYM’ye gittik. AYM reddetti. AİHM’e gittik. Biz lokal seçime itiraz diye götürmedik, YSK’nın mahkeme olan verdiği kararda bizim 12 talebimizin iki üç hususuna karşılık vermedi. Adil bir durum olmadı diye gittik. Maalesef Türkiye bu mevzuda daima olarak güç kaybetti diye düşünüyorum.
“AÇIK AÇIK KANDİL’E HAL KOYDUM”
Israrlı bir halde PKK ile terörle itham edilince. Biz bunu 2019 seçimlerinde de yaşamıştık. Kahvede bir konuşma yaptım ‘PKK benim kahvemin önünden geçemez’ diye. Bir tane HDP’nin yöneticisi ‘Siz bizim oyumuzla seçiliyorsunuz’ diye laf söyledi. O lafın bana seçim kaybettirmek için söylenmiş bir kelamdı. Bunun üzerine çok sert bir şey yayınladım. ‘Biz bütün seçmenlerimizin oyuna talibiz, kalbini bir yere bağlayanları istemiyoruz’ diye sert bir açıklama yapmıştım. Bir ilçemizde seçim çok az bir oyla kaybediliyor. Orada GÜZEL Partililere ‘Kahrolsun PKK’ deniyor. Konya’ya gittiğimizde bayramlaşmak için CHP’ye de uğramıştık. Orada birisi geldi ‘Beni mescitten çıkarttılar sen PKK’lısın diye, lütfen Ankara’ya iletin’ dedi. Şu anda 25 milyon insan terörle işbirliği suçlamasıyla karşı karşıya. Bütün mitinglerde açık bir biçimde bizim ulusal siyasetlerimizin gerekliliğini, ordumuzun yaptığı SİHA, İHA’ları sahiplendim. Daha düzgününü yapacağız dedim. Açık açık Kandil’e tutum koydum. ‘Kandil’in üzerine füze olarak yağacak’ dedim. Bana bugüne kadar kimse müdahale etmedi. Bu kadar sert konuşuyorum. Gördüğümü söylüyorum. Bugüne kadar hiç kimse ‘Sen bu türlü konuşursan HDP seçmeni oy vermez’ demedi.
“21 YILDA NEDEN KANDİL’İ YOK EDEMEDİNİZ”
2017’de referandum yapıyorsunuz. Beşerler bir yere oy verecek. HDP seçmeni AK Parti’ye oy verseydi ‘niye oy veriyorsunuz mu’ denecekti. Yanlışlığın bir tanesi de şu; HDP seçmenin tümünü PKK’laştırırsanız yanlış olur. AK Parti, HDP’den birkaç tane belediye lideri transfer etti. Kendilerine geçince vatan haini iken apansızın vatansever mi oluyor? AK Parti iktidara geldiği birinci yıllarda ağır biçimde doğudan oy alıyordu. O zamanki HDP barajı dahi aşamıyorlardı. Siz bu seçmeni niçin kaybettiniz? Sıfır terörle aldınız, geldiğimiz noktada ‘ülke bölünecek’ diyorsunuz insanlara. 21 yıldır Kandil’i niçin düzleyemediniz, niçin yok edemediniz şimdiye kadar? Bugün Soylu ’77 tane kaldı’ diyor. İstanbul’da seçimlerde HDP aday çıkarmadı. Binali Yıldırım ‘ben HDP’nin oyunu istiyorum’ dedi. Bu seçimde MHP’li bir bayan ‘Herkesin ve HDP’nin oyunu istiyorum’ dedi. Oy istemek ayıp değil mi? Bu hale sokan 2017 referandumdur. Bu beşerler oy mu kullanmasın? Yahut illa ki size mi vermesi lazım oyunu? Şahsî kanaatim sonucu etkilemiştir.
“BİZ, ‘KANDİL’E DE HİZBULLAH’A DA KARŞIYIZ’ DEDİK”
Daha evvel açılıma karşı çıkan herkese ‘Siz şehitlerin kanından mı besleniyorsunuz?’ deni. Artık de şehitlerin fotoğraflarını yayarak ‘Bunları nasıl unutuyorsunuz?’ deniyor. Artık 77 tane kaldı diyorsunuz, bütün gücünüzü kullanıp, şehit verdirmeyeceksiniz. Açılım periyodunda valilere ‘silahlara karışmayın’ dediniz. Operasyonları durdurdunuz. Sonra bir sebeple vazgeçtik dediniz. Dolmabahçe’de beşerler oturmuş iken ‘bitti bu iş’ dendi. Onun da acısı 800 şehitle sonuçlandı. Artık bu şehitler niçin veriliyor? Niçin pürüz olamıyorsunuz? Ben de her gittiğim yerde bunları söyledim. Onların açılım periyodunda yaptıklarını, düzmece afişler, broşürleri açıkçası biz yapmadık. Halktan gelen o yansıyı arkadaşlarım ilettiği için başından sonuna her yerde birebir şeyi söyledim ‘Biz Kandil’e de karşıyız, Hizbullah’a da, İŞİD’e de karşıyız’ dedik. Bana kimse müdahale etmedi bu türlü konuşuyorum diye. Meral Hanım da şiddetli söyledi.”