Çocuklar arasında gittikçe yaygınlaşan uzun süreler boyunca teknolojik ürünlerin ekranlarına bakma alışkanlığı tehlike arz ediyor.
Yapılan bir araştırma, bu durumun erken ergenliği tetikleyebileceğini gösteriyor.
60’ıncı Yıllık Avrupa Pediatrik Endokrinoloji Derneği Toplantısı’nda sunulan yeni araştırmaya göre, fareler üzerinde yapılan çalışmada, daha yüksek seviyelerde mavi ışığa maruz kalma, kızlarda ergenliğin daha erken başlamasıyla ilişkilendirildi.
Mavi ışık tehlikesi: Erken ergenlik başlangıcına neden oluyor
Çalışma ayrıca, söz konusu maruziyetin daha düşük melatonin seviyeleri, bazı üreme hormonlarının daha yüksek seviyeleri ve yumurtalıkların fiziksel yapısındaki değişiklikler ile ilişkili olduğunu kaydetti.
Araştırmanın yazarı Aylin Kılınç Uğurlu, Fortune’a verdiği demeçte, “Mavi ışık, melatonin seviyelerini en çok baskılayan ışıktır. Mavi ışığa maruz kalmak, melatonin düzeylerini düşürür ve ergenliğin başlangıcındaki inhibitör etkisini azaltarak erken ergenlik başlangıcına neden olur.” dedi.
“Hormonal mekanizma, farelerde ve insanlarda aynı”
Koronavirüs salgını sırasında uygulanan karantina dönemlerinde doktorlar, giderek artan sayıda daha fazla kız çocuğunun erken ergenlik yaşadığını bildirmişti.
Uğurlu, farelerden elde edilen bulgularla çocuklar için genelleme yapılamayacağını söylerken, diğer taraftan ergenlik öncesi ve sonrası ovülasyon (yumurtlama) sürecini içeren “hormonal mekanizma”nın farelerde ve insanlarda aynı olduğuna dikkati çekti.
Gelecekte çocukları bekleyen tehlike
Bulguların, mavi ışığın erken ergenlik başlangıcı için bir risk faktörü olarak kategorize edilmesine yol açabileceği konuşuluyor.
Önümüzdeki yıllarda mobil elektronik cihazların hayatımızdaki yerinin giderek artacağından dolayı çocukların daha fazla mavi ışığa maruz kalacağını anlatan Uğurlu, ebeveynlere uyarıda bulundu:
“Mobil cihazların kullanım süreleri sınırlandırılmalı”
“Kaçınılmaz mavi ışık kaynağı olarak bilinen mobil cihazların çocukluk yaş grubunda özellikle akşam saatlerinde kullanımının engellenmesi ve kullanım sürelerinin sınırlandırılması gerektiğini düşünüyoruz.”