İş insanı Dilek Ertek dün Tahiti’de kruvaziyer gezisi sırasında güverteden okyanusa düştü. Yaşanan acı olay iş dünyasını derinden sarsarken Ertek’in cansız vücuduna ise şimdi ulaşılamadı.
Gemi idaresinin ve Tahiti polisinin yaptığı soruşturmada akıllara takılan soruları emekli Cinayet Ofis polisi Savaş Kurtbaba Hürriyet’ten Çetin Aydın’a kıymetlendirdi.
Kurtaba, soruşturmadaki yanlışları ve yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:
SEVGİLİSİ NEDEN 20 SAAT SONRA BİLDİRDİ
Öncelikle birlikte seyahat yaptığı kişinin sözü alınarak çalışmaya başlanır. Sözünde tutarsızlıklar varsa kuşku oluşturur. Dilek Hanım’ın gemi cinsinde birlikte olduğu arkadaşının kayıp ihbarını 20 saat sonra kaptana bildirmesi, polis açısından birinci kuşkulu davranıştır.
SEVGİLİNİN ÜZERİ ARANDI MI
Bu üzere durumlarda kaybın yanında olduğu kişinin gecikmeksizin irtibat araçlarına mahkeme kararı ile el konularak kanıt taraması yapılması gerekir. Ve artık çalışma cinayet mümkünlüğü yüksek bir riske dönüşmüştür. Kuşku oluştuğu için kuşkulu kişinin gözle çıplak muayenesi yapılır.
1.58 UZUNLUĞUNDA BİRİ 1 METREDEN DÜŞER Mİ
Verilen bilgilerde kayıp kişinin uzunluğu ile denize düştüğü belirtilen yerde tutarsızlık olduğu, 1.58 uzunluğunda birinin 1 metre müdafaası olan bir yerden itilerek denize düşme mümkünatı olmadığından güç kullanarak atılma ihtimali yüksektir. Bu türlü durumlarda sıkıntı kullanılan kişi kendisini kurtarmak için gayret eder ve sıkıntı kullanan kişi üzerinde küçük yaralanmalara sebep olur. Ellerinde, boynunda, kollarında, yüzünde tüm bedende ekimoz ve yara izi kesinlikle bulunur.
YOLCULARIN SÖZÜ ALINDI MI
Yolculuk boyunca tıpkı koridorda ve tüm gemide bulunan kamera imajlarına ulaşılıp incelenir. Daha sonrasında gemideki birebir koridorda seyahat yapan bireylerin sözleri alınır. Yakınlarının savına nazaran, Tahiti polisi gemi işçisi ve öteki yolcuların tabirini almamış.
KAMARASI NİÇİN DİĞER YOLCULARA VERİLDİ
Geminin bağlı olduğu şirket Dilek Ertek ile sevgilisinin kaldığı kamarayı sonraki limanda öbür yolculara satmış. Bunun katiyen yapılmaması gerekiyor. Kamara kanıt araması için mühürlenmeliydi. Düşme anında kamerada görülen yeri koruma altına alarak birinci çıktıkları karada olay yeri incelemesi yapılarak olay anında kameraya yansımayan rastgele bir boğuşma, hengame sonucu gözle görülemeyen kan, beden izi, doku örneği üzere emareler aranmalıydı.
KAMERA KAYITLARINA EL KONDU MU
Yine yakınlarının savlarına nazaran gemi idaresi kamera kayıtlarını vermiyor. Bu türlü bir durumda gemideki tüm kamera kayıtlarına ve harddisklere mahkeme kararı ile el konulur. Bu kayıtlar uzmanlar tarafından incelenir ve bir rapor hazırlatılır. Bakılması gerekenler var: Gemiye bindiklerinden kaybolduğu ana kadar olan vakit içerisinde hem kaybın hem de kuşkulu kişinin bir uzman polis tarafından izlenerek kuşkulu davranış ve kanıtların ortaya çıkması sağlanır.
MÜCEVHERLERİ NEREDE
Kayıp kişinin rastgele bir cinayete kurban gidip gitmediğini gösteren kanıt araması yapılır. Maddi bedeli olan eşyalarının yerinde olup olmadığına bakılır. Ailesinin söylediğine nazaran Dilek Hanım mücevhere meraklı. Bu türlü durumlarda gemiye bindikleri günden itibaren kamera kayıtları polise verileceği için gece ve gündüz manzaralarından maddi kıymeti yüksek olan takı, saat vesaire tespiti ve davranış tahlilleri yapılır. Kaybolduktan sonraki elde kalan eşyalarıyla karşılaştırılır ve delillendirilir.
İNTİHARA MEYİLLİ Mİ
Kayıp olan kişinin intihara meyilli olup olmadığının araştırılması gerekir. Yaşadığı yerde rastgele bir psikiyatri tedavisi görüp görmediği, görüyorsa hastalığın hangi safhada olduğu öğrenilir.
İSVİÇRELİ NİÇİN GÖZALTINDA KALMADI
Bu kademeler tamamlandıktan sonra kuşkulu kişi soruşturma tamamlanana kadar olayın gerçekleştiği ülkenin yargısı tarafından gözaltına alınmalı yahut ülkeden çıkış yasağı konulmalıydı.
CESET BULUNANA KADAR KAYIP SAYILIR
Cinayet masasından emekli olan Savaş Kurtbaba, “Çözülmesi en güç olan vefatlar çoklukla yüksekten ve suya düşmelerle sonuçlanır. Memleketler arası sularda gemiden düşme ‘kayıp’ olarak nitelendirilir. Ceset ortada olmadığı sürece kayıp olarak görülecektir” diyor.
13 GÜNDÜR HABER YOK
CEMİYET hayatının tanınmış isimlerinden Dilek Ertek (71) ve 74 yaşındaki İsviçreli sevgilisi, 24 Ekim’de Norwegian Cruise Line şirketinin sahibi olduğu ‘Norwegian Sprit (Norveç Ruhu)’ isimli 268 metrelik dev gemiye bindi. 25 Ekim günü Dilek Ertek kahvaltıya, öğle ve akşam yemeğine inmedi. Gün uzunluğu onu gemide gören olmadı. İsviçreli sevgilisi, tam 20 saat sonra 25 Ekim akşamı saat 22.00 sıralarında gemi idaresine “Sevgilim kayıp” diye başvurdu. Gemideki aramalarda sonuç elde edilemedi. Güvenlik kameraları imgelerinde 25 Ekim saat 03.00 sıralarında, Dilek Ertek’in kamarasının balkonundan bir karartının denize düştüğü görüldü. Bu karartının Dilek Ertek olduğuna kanaat getirildi. Evvel gemi işçisi karanlık sularda arama yaptı. Akabinde Haber verilen arama kurtarma takımları bölgede tarama yaptı fakat hiçbir iz bulunamadı. Dilek Ertek’in sevgilisi bir odada müşahede altında tutuldu. Tahiti’ye yanaşıldığında polis gemiye geldi, İsviçreli’nin sözünü aldı. “Somut bir kanıt yok” diyerek hür bırakılan İsviçreli ülkesine döndü.
MÜCEVHERSİZ MARKETE BİLE GİTMEZDİ
Yakınlarının verdiği bilgilere nazaran, ünlü mücevher markası Tiffany&co’nun bir müddet Türkiye distribütörlüğünü de yapan Dilek Ertek, değerli ziynet eşyalarına çok meraklıydı. O denli ki mücevherlerini takmadan markete bile gitmezdi. Lakin Dilek Hanım’ın yakınlarına verilen eşyalarının içinden hiç mücevher çıkmadı. Bu da hırsızlık ihtimalini uyandırdı ve baş kuşkulu olarak da Ertek’in kaybını tam 20 saat sonra bildiren İsviçreli erkek arkadaşı gündeme getirdi.
AVUKATINDAN AÇIKLAMA
Dilek Ertek’in oğlu Gökçe Atuk’un avukatı Didem Büyükpınar, “Soruşturma devam ediyor, şu an herkes kuşkulu konumunda” dedi. Gökçe Atuk’un avukatı Didem Konaş Büyükpınar, Ertek’in mücevherlerinin kayıp olduğuna ait argümanların gerçeği yansıtmadığını söyledi.