Bir roman yazarı olarak sayısız eserle ustalığını kanıtlamış Henry James, 19. yüzyılın sonlarına doğru bir tiyatro macerasına da adım atar; ancak üç kere Nobel Edebiyat Ödülü’ne aday olan yazarın okuru büyüleyen onca romanının yarattığı beklenti, sahnede olumlu karşılık bulmaz.
Bunun üzerine James takip eden birkaç yılı sanat, edebiyat, edebî yetenek gibi kavramlara kafa yorarak geçirir.
“Sorunlu sanat bilinci”
Halıdaki Desen’de James, “sorunlu sanat bilinci” diye adlandırdığı bu edebî sorunu, fena halde merak uyandıran bir macerayla paralel olarak ele alır.
Sayfa: 64
Gizemli saplantı
Hugh Vereker adlı pek meşhur yazar, eserlerinde tıpkı bir halıdaki desen gibi, dikkatle bakıldığında görülebilecek bir gizem olduğunu öne sürmektedir. Aynı zamanda bir edebiyat eleştirmeni olan isimsiz anlatıcıysa bu gizemi saplantı haline getirir.
Henry James
“Kendini bilmez eleştirmen”
Anlatıcı mı Vereker’ın düşündüğü gibi dönemin kendini bilmez eleştirmen bozuntularındandır, yoksa Vereker mı anlatıcının düşündüğü gibi dönemin kendini dev aynasında gören vasat yazarlarındandır?